cay-pesinde-makale-buyuk

Ebru Erke: Çay, her kültürde farklı bir anlamla karşılanıyor

Gastronomi yazarı Ebru Erke, VakıfBank Kültür Yayınları etiketiyle Çay Peşinde Dünya Turu isimli çocuk kitabını kısa bir süre önce yayınladı. Çayın hikâyesini çok keyifli bir şekilde anlatan Erke’yle çayın yolculuğunu konuştuk.
 

Çay Peşinde Dünya Turu isimli bir çocuk kitabı hazırladınız. Sri Lanka, Kore, İngiltere, Türkiye, Çin, Japonya başta olmak üzere çok sayıda ülkenin çay kültürüne dair bilgi veren, çok keyifli bir çalışma. Çayla ilgili bir çocuk kitabı yazma fikri nasıl doğdu?

Bu fikir VakıfBank Kültür Yayınları’ndaki editörüm Hande Kayhan’dan doğdu. Bu kitabın fikir annesi o. Dünyada en çok çay tüketen ülkeyiz ama kendimizi hep tek zannediyoruz. Oysaki dünyada çayla ilgili müthiş bir kültür var. “Bunu neden çocuklara anlatmıyoruz?” fikriyle yola çıktık. İyi ki de çıktık, çok güzel geri dönüşler alıyoruz.

Siz Hindistan’da çay eğitimi aldınız. Bu eğitimde neler öğretiyorlar, bu konuya en hâkim yer Hindistan mı?

Bir şey öğrenmek istiyorsanız en temelinden en son noktasına kadar öğrenmeniz gerekiyor diye düşünüyorum.

Bir şey öğrenmek istiyorsanız en temelinden en son noktasına kadar öğrenmeniz gerekiyor diye düşünüyorum.

Hindistan’da iki ay kaldım ve birebir Hintli bir çay master’ından eğitim aldım. Bir şey öğrenmek istiyorsanız en temelinden en son noktasına kadar öğrenmeniz gerekiyor diye düşünüyorum. Bu yüzden de eğitime topraktan başladık. Devamında çay toplama hasadı kısmına geçtik, sonrasında fabrikada üretim, ardından da bu ürünlerin ulaşımı. Bu süreci tadım kısmı takip etti. Tadıma göre puanlandırma ve bu çayların fiyatlandırılması konularını işledik. Ama esas sertifikamı International Tea Masters Association (ITMA) yani Dünya Çay Sommelier’leri Birliği’nden aldım.

Türk çayının diğer çaylardan farkı nedir?

Biz çayı sonradan benimsedik. Cumhuriyetin ardından çayı benimsemiş bir toplumuz. Türkiye’ye bu bitki adapte olurken çay yaprağı kalınlaşmış, dayanıklı ama daha sert yapraklı bitkiler oluşmuş. Bizim çay yapraklarımızın yoğunluğu daha düşük. Hal böyle olunca bu da üretim ve demleme şekline yansımış. Üretim şeklimiz farklı, bu iyi olduğu için söylemiyorum. Çayımızın yaprağı ve cinsine göre yapıyoruz üretimi. Demleme konusunda da dünyanın pek çok yerinde çay 15 dakika demlendikten sonra içilmez ama bu durumda çayın cinsine göre değişir.

Japonya’da bir çay seremonisine gittiğinizde ya da bir çay ritüeli gerçekleştirdiğiniz zaman bizdekinin tam tersi orada hiç konuşulmuyor.

Japonya’da bir çay seremonisine gittiğinizde ya da bir çay ritüeli gerçekleştirdiğiniz zaman bizdekinin tam tersi orada hiç konuşulmuyor.

Her çayın demleme süreci de farklı. Sizce demleme konusunda ideal süre ne kadar süre olmalı?

İdeal demleme süresi benim fikrime göre değil, teknik olarak belirlenmiş bir konu. Türk çayında iyi bir çay 13 dakika itibariyle çay demlenmeye başlar. Bir saatten sonra bayatlar, dolayısıyla bu süreci çok uzun tutmamak lazım. Ama yeşil çay ve beyaz çayda her zaman suyun derecesi de farklı olmalı. İdeali 85 derecedir, demleme süresi de iki, üç dakikayla sınırlıdır.

Çay peşinde çok sayıda ülkeyi ziyaret ettiniz. Onların çay kültürlerini ortaya koyduğunuz önemli işlerle bizlere aktardınız. Dünyanın farklı ülkelerinde çayla ilgili araştırmalar yaparken çaya dair sizi en çok ne şaşırttı? Hangi ülkenin çay alışkanlığı, çay kültürü dikkatinizi çekti?

Beni en çok şaşırtan şeylerden biri çaya olan farklı bakış açılarıydı. Mesela Japonya’da bir çay seremonisine gittiğinizde ya da bir çay ritüeli gerçekleştirdiğiniz zaman bizdekinin tam tersi orada hiç konuşulmuyor. Bizde çay; arkadaşlığa, hoş sohbete davet anlamına da gelir ama orada durum tam tersi. Bu çok dikkatimi çekmişti.

Siz aynı zamanda su eğitimi de aldınız. İçme suyu söz konusu olduğunda nelere dikkat etmeliyiz?

İçme suyu konusunda mineral dengesi iyi olan sular tercih edilmeli. Sadece filtre su içmeyin. Filtre suların, suyu tamamen arıtmaları nedeniyle içlerinde bir şey yoktur. Ama bunları çay yapımında ya da yemek yaparken kullanabilirsiniz. Biz bu konuda şanslıyız çünkü Türkiye’deki suların mineral oranı gayet iyi. Mümkün olduğunca yüksek mineralli su içmeliyiz.

*Bu yazı ilk olarak GZT'de yayımlanmıştır.


İlgili makaleye gitmek için tıklayınız.

E-Posta Adresiniz

Yeni çıkan kitaplar, kampanyalar ve tüm yeniliklerden haberdar edelim.

Üyelik Sözleşmesi, Aydınlatma Metni’ni ve Gizlilik ve Çerez Politikası’nı okudum, anladım ve onaylıyorum.

Lütfen Üyelik Sözleşmesi, Aydınlatma Metni ve Gizlilik ve Çerez Politikası metinlerini onaylayınız!